Bu Blogda Ara

23 Kasım 2010 Salı

ÜNİVERSİTELERDE BAŞ ÖRTÜSÜ^^ Yalnızca özgürlükten yoksul olanlar özgürlüklerini uğruna savaşabilirler”


Evet, tam zamanı ve en büyük derdimiz, sıkıntımız, sorunumuz bu;Başörtüsü…

İslami bir çok hüküm, kanun, tavsiye, uygulanmazken, ihlal edilirken, bir çok yasak, kısıtlama dururken bir bu sorunu mu dillendirmeliyiz.

Evet, öncelikle bunu…
Neden?

İslam’ın bir çok hükmü ihlal ediliyor, doğrudur.Diğer hükümler daha çok toplum düzenine ait kurallar olduğundan ihmal edilmesi, uygulanmaması veya yasaklanması kişinin özel yaşamına ve tercihine bir müdahale olarak kendini göstermez, ama başörtüsü yasağı kişinin özel yaşamına direk müdahaledir ve insanlar hakkıyla inançlarını yaşayamıyor veya iki durum arasında tercih yapmaya zorlanıyor. Dolayısıyla bu sorun çok daha önceliklidir.

Ne oldu bizlere... Ne oluyor bizlere... Neden kimse bu işe öncü olmuyor. Tamam hükümetin elleri kolları bağlı biliyoruz, bir şeyler yapmaya çalıştılar engellendi biliyoruz, hala da bir şeyler yapma niyetleri var onu da biliyoruz, niyetleri iyi olumlu onu da biliyoruz, bir çok konuda tabuları yıktılar onu da kabul ediyoruz, ama bu iyi niyete bağlanabilecek bir mesele değil ki, zamana yayılacak bir mesele değil ki…

Genç kızlarımızı eğitimden, sosyal hayattan, toplumdan alıkoyan, onların enerjilerinin, birikimlerinin, emeklerinin heba olmasına neden olan, en basitinden bir hak ihlali bir eşitsizlik, bir ayrımcılık olan en önemlisi de ALLAH’ın emri olan bu sorunun bir an önce çözülmesi, halledilmesi lazım.

Birileri kızlarını Amerikada, Avrupada okutma imkanına sahip diye ama asıl okumaya ihtiyacı olan gariban, yoksul genç kızların, vatandaşların günahı ne. Onların çocukları başka yerlerde okuma imkanlarına sahip diye bu sorun ortadan kalkmaz, görmezden gelinemez, geciktirilemez.

Dernekler kuruluyor,eğitim, sağlık ve mali konularda halka yardım yapılıyor, güzel. Peygambere saygı mitingi düzenleniyor, Filistinli kardeşlerimizin acıları, dramları meydanlarda, mitinglerde dillendiriliyor, bu da güzel. Peki ALLAH’ın ayetinin yasaklanmasına, Peygamberin sözünün çiğnenmesine- ki beni Kaynuka olayını biliyorsunuz, müslümanların örtüye yapılan saygısızlığı kendilerine ve yönetimlerine yapılmış saygısızlık olarak görüldüğünü de biliyoruz- sessiz mi kalacağız? Bu genç kızlarımızın yaşadıkları dramın hiç mi önemi yok. Eğitimsiz, mesleksiz, kariyersiz, sosyal hayattan kopuk olmalarının hiç mi önemi yok.

Hal böyleyken bizler neden yerimizde oturuyoruz, yerimizde sayıyoruz. Bu sorunun gökten halledilip bize bahşedilmesini mi bekliyoruz.Hiç kimse ellerini taşın altına koymuyor, rahatım bozulmasın diye çekiniyor, korkuyorsa, birilerini üzmekten, kızdırmaktan kaygılanıyorsa bu bizim de aynı şekilde hareket etmemizi gerekli kılmaz.

Herşey bir yana da bu kızlarımıza yazık ve haksızlık.Erkekler okusun ama kızlar mahrum kalsın, bu bir ayrımcılık aynı zamanda. Madem bu fedakarlığı kızlarımızdan bekliyoruz ki elhamdulillah riayet ediyorlar. O zaman bizler de rahatımızdan biraz feragat edeceğiz. Onlar tüm geleceklerini harcıyor, feda ediyor iken bizler de yaptığımız miting, gösteri, yazdığımız bir iki yazı veya konuşma ile bir iki cop yersek, bir iki ay cezaevinde kalırsak, mahkum olursak, firar olursak, biraz okşanırsak modern dil ile işkence görürsek hatta bu yüzden mesleğimizden olursak, yada örgüt mensubu veya terörist damgası yersek çok fazla bir şey yapmış sayılmayız sanırım onların yaptığı fedakarlıkların yanında.

İslami kesimin ikiyüzlülük diye nitelendirilebilinecek şu anlaşılmaz tutumları da ayrı bir dert, ayrı bir ızdırap. Ecevit- Bahçeli- Mesut ve bilmem kimler iktidardayken protestolar, gösteriler, tepkiler, mitingler, hatta milyonlarca kişi elele tutuşup kilometlerce zincir oluşturmalar… iyi, güzel hoş ve de yapılması gerekli bir şey de şu anda bu sorun hala duruyor önümüzde neden ses seda yok, yada sesler çok cılız. Sanıldı ki süreç içinde hükümet birşeyler yapacak -yapıldı da- ama sonuç yok, netice alınmadı. Peki şu an neden itiraz yok, ses yok, tepki yok, protesto yok. 7 sene geçti, daha ne zaman çözülecek bu sorun, daha kaç tane genç kızımızın gözyaşları dökülecek, geleceğine, hayallerine, ipotek konulacak. Birileri hükümette olunca İslamın o emrinin farziyeti kalkıyor mu?

Bir de başörtüsünü furuat görenler var ki belki de bu sorunun bu hale gelmesinin asıl müsebbibi onlar. Halkın tepkisi en üst noktada iken yaptıkları açıklamalarla bu tepkinin dinmesine neden oldular.Genç kızlar ne olursa olsun taviz vermezken, taviz vermelerine neden oldular.Şunu iyi bilmek gerekir ki İslam hükümlerini küçümsemek, basite almak,o hükümleri dejenere etmek, içini boşaltmak son derece tehlikeli bir durumdur. İslamın temel şartları diye sadece onlar uygulanmalı diğerlerini boş verelim diye bir kaide yok. Emri bil maruf, nehyi anil münker hükmünü, veya cihad hükmünü nereye koyacağız. İslamın o bilinen 5 şartının içinde yer almayan faiz, zina, kumar vb. emir ve yasakları nasıl değerlendireceğiz.Neden onlar Kuran’da var diye kabul ediliyor da başörtüsü-tesettür görmezden geliniyor.Kelime oyunları ile, garip yorumlarla, tevillerle bir yere kimse bir yere varamaz.

Hem halkın tepkisi olursa sorun olduğu görülür de daha çok üzerine eğilmezler mi?Hak oturarak alınmaz ki. Bugün Kürt sorununda belli mesafeler alınıyorsa verilen mücadelenin, protestonun neticesi değil mi? Bu işin önünün alınamayacağının telaşı ve korkusu yok mu?

Hayır, kesinlikle bu kabul edilemez bir durum... Bir şeylerin düzelmesini istiyorsak, yerinde oturmak, saymak yok.Derhal bir şeyler yapmak lazım, harekete geçmek lazım.Kamuoyu oluşturmak ve bu soruna bir dur demek lazım. Bu ayıbı bir an önce sona erdirmek lazım.

En temel hakkımız olan protestolarımızı yapmalı, tepki vermeli, gösteriler yapmalı ve meydanları doldurmalıyız. Planlı, programlı olmalı, hazırlıksız günü birlik davranışlarla değil. Kadın, çoluk, çocuk, yaşlı hep birlikte ve haykıracağız; “Ya bu hakkımızı verirsiniz, inancımıza saygı duyarsınız ya da biz çoluk çocuğumuzla da olsa her gün bu hakkı sizlerden talep edeceğiz. Ne yapıyorsanız yapın, vazgeçmeyecehiz.  demeyi bilmeliyiz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder