Bu Blogda Ara

31 Ocak 2011 Pazartesi

Hayat Tarzıma Karışıyorlar karıştırtmam

Dün akşam beşiktaşta Ege mutfağına getirdiği yorumla damağımda taht kuran bi mekanda yemek yiyorduk. Cephesi boydan boya cam kaplı, içindeki on masanın tamamı sokağın karşı yakasından bile net görünen, kapalı bir mekan. İçeriye üç adam girdi. Kara paltolar, kara bıyıklar, kara bakışlarla masaların arasında dolaşıp turlarını bitirdiler ve çıkışa yöneldiler. “Ne iş?” dediğimizde de o özenli iç mimari tasarımının içine eden eşşek kadar afişi gösterdi: Sigara İçmek Yasaktır.     Dayılar sigara kontrolü yapıyormuş. O küçücük mekanda bir sigara bile içen olsa dışarıdan bile görünür, kokusu anında hissedilirdi; ama dayılar gözle ve herkesle gözgöze gelerek kontrol etti. Bakışlarındaki küçümseme ve aşağılama tavrı doğalarından mı, makamlarından mı, yoksa masalardaki içkilerden mi kaynaklanıyor bilemedim. Elimde olmadan ben de pis pis baktım, başkaları da Şimdi çıkıp “Bu rutin kontrol, biz sizin sağlığınız için çalışıyoruz” deseler haklı görünürler. Oysa benim hayat tarzım rutin olarak kontrol edilmemek. İlle de kontrol etmek isteyen, bana hissettirmeden etmenin yolunu bulsun. Bulamıyorsa gelsin öğreteyim. Başbakan da hayat tarzına karışıyor. Üstelik aksini iddia ederken, aynı cümle içind Bir başbakan “Iksırıncaya tıksırıncaya kadar içiyorlar, kimsenin hayat tarzına karışıyor muyuz? dediği an, birilerinin hayat tarzına zaten karıştı. İnsanlar içki içince aksırıp tıksırmadığına göre burada bir mecaz var. Bu mecaz olumsuz anlamda. İçki içmenin dozuyla ilgili. “Dozunu kaçırana kadar içiyorlar yine de birşey demiyoruz” ifadesi bir nevi kıyak yapıyoruz demek. Bazen karışmıyorum demek de bir “karışmadır” sayın abicim. Karışmamayı vaad ediyorsan, harbiden karışmayacaksın. Ya da açık açık “Ben karışırım” diyeceksin, fair play ortamında kapışacaksın.Gençliği koruma komisyonu da hayat tarzına karışıyor. Herhangi bir konuda 24 yaş sınırı getiremezsin. Bu 18-24 yaş arasındaki eşit anayasal vatandaşlık haklarına sahip olanların değil hayat tarzı, hukuki varlıklarına müdahale. “ABD’de bazı eyaletlerde böyle” diye gerekçe öne süremezsin. Çünkü o eyaletlerde rüşd ve seçme hakları da o yaştadır. 18 yaşındakine anayasayla verdiğin hakların birazını yönetmelikle 24 yaşına kadar geri alamazsın. 18 buçuk yaşındaki ayyaş, anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkını kullanır, yürütmeni durdurur; bir ayyaşla başedemezsin. Sadece iktidar değil, başkaları da karışıyor. Akademik unvan sahibi hocalar üniversitede hangi meslekdaşlarının hangi gazeteyi okuduğuna karışıyor Hastanedeki hekimbaşı hangi hemşirenin kimle flört ettiğine karışıyor. Elinden gelse patron işçinin, işçi patronun hayat tarzını değiştirmeye kalkacak. Gazeteci kendini first lady’nin giyimine laf atmaya hak sahibi görüyor, öğretmen öğrencinin saçının uzunluğuna takıyor Komşu komşuya karışıyor. İyice bir bakarsak herkes herkesin hayat tarzına karışıyor. Hep karıştı, daha karışacak gibi görünüyor; çünkü karışmama örneği sergileyerek alınacak bir model hiç olmadı; “Karıştırmam!” diyen çıkmadı; “Karıştırtmam” diyen otoriteye de rastlanmadı.Dün akşam Karaköy’de Ege mutfağına getirdiği yorumla damağımda taht kuran Maya’da yemek yiyorduk. Cephesi boydan boya cam kaplı, içindeki on masanın tamamı sokağın karşı yakasından bile net görünen, kapalı bir mekan. İçeriye üç adam girdi. Kara paltolar, kara bıyıklar, kara bakışlarla masaların arasında dolaşıp turlarını bitirdiler ve çıkışa yöneldiler. “Ne iş?” dediğimizde de o özenli iç mimari tasarımının içine eden eşşek kadar afişi gösterdi: Sigara İçmek Yasaktır.Dayılar sigara kontrolü yapıyormuş. O küçücük mekanda bir sigara bile içen olsa dışarıdan bile görünür, kokusu anında hissedilirdi; ama dayılar gözle ve herkesle gözgöze gelerek kontrol etti. Bakışlarındaki küçümseme ve aşağılama tavrı doğalarından mı, makamlarından mı, yoksa masalardaki içkilerden mi kaynaklanıyor bilemedim. Elimde olmadan ben de pis pis baktım, başkaları da…     Şimdi çıkıp “Bu rutin kontrol, biz sizin sağlığınız için çalışıyoruz” deseler haklı görünürler. Oysa benim hayat tarzım rutin olarak kontrol edilmemek. İlle de kontrol etmek isteyen, bana hissettirmeden etmenin yolunu bulsun. Bulamıyorsa gelsin öğreteyim.     Başbakan da hayat tarzına karışıyor. Üstelik aksini iddia ederken, aynı cümle içinde… Bir başbakan “Iksırıncaya tıksırıncaya kadar içiyorlar, kimsenin hayat tarzına karışıyor muyuz?” dediği an, birilerinin hayat tarzına zaten karıştı. İnsanlar içki içince aksırıp tıksırmadığına göre burada bir mecaz var. Bu mecaz olumsuz anlamda. İçki içmenin dozuyla ilgili. “Dozunu kaçırana kadar içiyorlar yine de birşey demiyoruz” ifadesi bir nevi kıyak yapıyoruz demek. Bazen karışmıyorum demek de bir “karışmadır” sayın abicim. Karışmamayı vaad ediyorsan, harbiden karışmayacaksın. Ya da açık açık “Ben karışırım” diyeceksin, fair play ortamında kapışacaksın.     Gençliği koruma komisyonu da hayat tarzına karışıyor. Herhangi bir konuda 24 yaş sınırı getiremezsin. Bu 18-24 yaş arasındaki eşit anayasal vatandaşlık haklarına sahip olanların değil hayat tarzı, hukuki varlıklarına müdahale. “ABD’de bazı eyaletlerde böyle” diye gerekçe öne süremezsin. Çünkü o eyaletlerde rüşd ve seçme hakları da o yaştadır. 18 yaşındakine anayasayla verdiğin hakların birazını yönetmelikle 24 yaşına kadar geri alamazsın. 18 buçuk yaşındaki ayyaş, anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkını kullanır, yürütmeni durdurur; bir ayyaşla başedemezsin.Sadece iktidar değil, başkaları da karışıyor. Akademik unvan sahibi hocalar üniversitede hangi meslekdaşlarının hangi gazeteyi okuduğuna karışıyor… Hastanedeki hekimbaşı hangi hemşirenin kimle flört ettiğine karışıyor. Elinden gelse patron işçinin, işçi patronun hayat tarzını değiştirmeye kalkacak. Gazeteci kendini first lady’nin giyimine laf atmaya hak sahibi görüyor, öğretmen öğrencinin saçının uzunluğuna takıyor…Komşu komşuya karışıyor. İyice bir bakarsak herkes herkesin hayat tarzına karışıyor. Hep karıştı, daha karışacak gibi görünüyor; çünkü karışmama örneği sergileyerek alınacak bir model hiç olmadı; “Karıştırmam!” diyen çıkmadı; “Karıştırtmam” diyen otoriteye de rastlanmadı.

3 Ocak 2011 Pazartesi

HORBO'NUN BABASI ÇOLAK MEMO (bu dinciler o müslümanlara benzemiyor )

birinci dünya savaşında suriye cephesinde kolundan vuruldu namı oradan geliyordu.
savaştan sonra dağa cıktı eşkiya oldu.zaman zaman malatya'ya iniyordu erzak almak icin.
dört tığ gibi gittiği şehir yolunda hilal kaşlı kara gözlü buğday tenli bir kıza vuruldu;emine
soruşturdu; kız mıydı,gelin mi? emirler köyünün ağası vahap ağa'nın kücük kızıydı ,henüz 15 yaşındaydı.
köye heyet gönderdi; allah'ın emri....''
vahap ağa sözlerini kesti; benim eşkıyaya verecek kızım yok.''
haberi alan çolak memo,otuz atlıyla emirler köyüne basıp emine'yi kaçırdı.
kücük emine,çolak memo'nun ilk karısı değildi.
çolak memo,on üç kadınla evlendi.dördünçüsünü boşar,bir daha alırdı.
cumhuriyet'ten sonra eşkıyalığa ve mecburiyetten çokeşliliğe son verdi çolak memo.
emine ,kocası çolak meme'dan hep kortu.
bir gün evde kumalar meryem,bedriye ve emine otururken,polisler bir hırsızlık soruşturması icin eve geldi.
çolak memo sorulara cevap verirken,diğer odada üç karısının konuşup gülmelerine sinirlendi.
gidip,emine'yi balkondan attı.
colak memo bu olay nedeniyle üc yıl hapis yattı.
1933'te cezaevinden çıkınca emine'nin gönlünü aldı ve onu hamile bıraktı.
emine,çolak memo'dan dört çocuk sahibi oldu.
kocası ölünce malatya mensucat fabrikası'nda calışmaya başladı.
büyük oğluna cok güveniyordu;cok calışkandı,sınıfları hep dereceyle bitiriyordu.
onu kücüklügünden beri''horbo...horbo '' diye seviyordu.
horbo dayısının kızıyla naşanlıydı.
birgün fabrikaya polisler geld,emineyi alıp karakola götürdüler.
oğlunun ünlü gazeteci ahmet emin yalman'a suikast yaptıgını öğrendi.
horbo cezaevine girerken oda ameliyat masasına yattın;beyninde ur vardı.
yıllarca oğlunun cezaevinden cıkmasını bekledi.her gece agladı.oğlu cezaevinden cıktıktan bir süre sonra hayata gözlerini yumdu.
COLAK MEMO İLE EMİNE'NİN OĞLU '' HORBO'' KİMDİR BİLİR MİSİNİZ; HÜSEYİN ÜZMEZ!
bursada 14 yaşındaki b.ç:ye cinsel istismarda bulundugu iddiasıyla tutuklu bulunan vakitgazatesi yazarı hüseyin üzmez.
şimdi ortaya ben kendi şahsımdan bi anattot koymak istiyorum buruya kadar kitaptan alıntıydı.hüseyin üzmez bu insanlık ayıbını ne yazıkki başta köşe yazarları oldugu vakit gazetesi olmak üzere dinci medya ya hic gormedi ya da işi sulandırmaya calıştı. benzer tavır aczmendi şeyhi müslüm gündüzün fadime şahinle  basılmasındada gostermişlerdir bence nerde burda müslümanlık ehli sünnet hak hukuk dini alet ederk siyaset yapmayın ben bu gurupları sevmiyorum diyrum başıma kalkıyorlar herkez dinini yaşıcaksan adam akıllı yaşa alalh sana kuranıkerim indirmiş oku oren diye icinde eksiksiz herşey var ona buna sormaya gerek yok yok otarikat yok bu tarikat yapmayın ya bukadar cahil olamayız biz goruyoruz işte iclerinde ne pislikler cıkıyor tarikatlara karşıyım onun eteyını opüyolar diz cokuyorlar ne ya bu kimlerki bu tarikat başları diz cokuyorlar bu ne bicim bi cahilliktir anlamıyorumki ben zaten kime anlatıyorumki !!! arasıda muamma

1 Ocak 2011 Cumartesi

Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatından kesitler sunma iddiasıyla çekilen Show TV'nin yeni dizisi Muhteşem Yüzyıl, Osmanlı Devleti'ni kendi zihinlerinde oluşturdukları 'harem'den ibaret sananların çarpık tarih anlayışını bir kez daha gözler önüne serdi.

Kanuni'nin içki içtiği, harem hayatını cinsellikten ibaret gösteren dizi çarpık bilgilerle dolu.

Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatından kesitler sunma iddiasıyla çekilen Show TV'nin yeni dizisi Muhteşem Yüzyıl, Osmanlı Devleti'ni kendi zihinlerinde oluşturdukları 'harem'den ibaret sananların çarpık tarih anlayışını bir kez daha gözler ön...üne serdi. 5 Ocak'ta yayına girecek dizinin tanıtımları bile Osmanlı'nın yanlış aksettirildiği tartışmaların alevlendirdi. Tanıtımlar, senarist Meral Okay'ın ömrü savaş meydanlarında geçen Kanuni Sultan Süleyman'ın adaletini ve Avrupa'yı dize getiren kahramanlıklarını bir kenara bırakıp diğer kötü örneklerde olduğu gibi 'harem' safsatasına sığındığını ortaya koydu.

İVEDİK KAFALI ADAMLARIN İŞİ

Cihan padişahı Kanuni'nin zaferlerini görmezden gelen Muhteşem Yüzyıl fragmanlarında, Kanuni ile ilgili gerçekdışı bilgiler de ön plana çıkarılıyor. Fragmanlarda, Hürrem Sultan, işkenceler altında Kanuni'ye zorla eş yaptırılıyor. Kanuni'yi kadın düşkünü olarak gösteren dizi, padişah için toplanan kızların hamamda toplanması ve padişah için birbirleriyle "havlet yarışında" olduğu da yansıtılıyor. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Sinema Direktörü Yusuf Kaplan, dizinin daha önce kendilerine destek almak amacıyla başvurduğunu ancak "rezalet" nedeniyle bu talebi kabul etmediklerini dile getirdi. Kaplan, "Bu senaryoyu yazanlar sömürge kafalı, Recep İvedik zihniyetli adamlardan başkası değil" dedi. Tarihçi Yazar Ali Satan ise "Bu batının algısıdır. Oryantalist yaklaşım" diye tepkisini koydu.

GAY SAHNESİ BİLE VAR

Kanuni kitabının yazarı Tarihçi Okay Tiryakioğlu, "Son zamanlarda Türk dizlerinin yurt dışında satılıyor olması bunda etkili oldu. Kar amacı güdüyor. Çok şaşırmadım. İzleyici gerekli cezayı verecektir. Gay sahnesi bile var dizide böyle saçmalık olmaz. Kanuni asla içki içmiyordu. Bu koca yalan. Ömrünü Allah için adamış bir kişidir Kanuni... Diziye izleyicinin ilgi göstermeyeceğine inanıyorum" dedi. Tarihçi Mustafa Armağan da Kanuni'nin içki içtiği sahneyle ilgili şu yorumu yaptı: "Kanuni'nin içki içtiğini ilk Halil İnancık yazmıştı. Ama o nereden buldu bilgiyi bilmiyorum. Kanuni içki yasaklayan bir padişahtır. Yazdığı mektuplardan da anlıyoruz ki inançlı bir mü'mindir."

Gerçekler çarpıtılmış

Yapımcılığını Timur Savcı'nın üstlendiği dizide, 10. padişah Kanuni Sultan Süleyman'ın sözde hayatı anlatılıyor. Show TV ekranlarında seyirciyle buluşacak olan dizide, Kanuni'yi Halit Ergenç canlandırırken, Valide Sultan'ı ise dominant anne karakteriyle Haziran Gecesi, Aşk-ı Memnu gibi dizilerde oynayan Nebahat Çehre oynuyor. 5 Ocak'ta yayınlanacak dizi için hazırlanan dört ayrı fragman da internette yayınlanmaya başlandı. Eleştirmenler reytingi adına popüler oyuncuların dizi için toplatıldığını ve aynı kaygıyla, tarihi gerçeklerin çarpıtılarak senaryonun çok tartışılacak hale getirildiğine vurgu yapıyo